KÖTÜ
GİDEN BİR EVLİLİK, ÇOCUK İÇİN SÜRDÜRÜLÜR MÜ?
Anahtar kelimeler: Boşanma, mutsuz aile, çocuk,
ebeveyn ve çocuk
İnsanlar, yaşamları boyunca,
kendilerini değiştirmelerini sağlayan deneyimlerden geçer. Evlilik de bunlardan
biri. Her evliliğin ve
ailenin dinamiği birbirinden farklıdır. Bu süreç esnasında, evliliklerimizin
zamanla iniş ve çıkışlar yaşaması da kaçınılmazdır. Evlilik ve aile unsurunun
yanında en büyük etken insan faktörüdür. Çünkü duruma, olaya ve soruna karşı
her insanın psikolojik, sosyolojik ve fizyolojik kaldırabilme kuvveti
birbirinden farklılık göstermektedir. Kimine göre küçük bir sorun boşanma sebebi
iken kimi ise büyük bir problemle karşılaşsa bile çocuklarım için ailemi
parçalayamam düşüncesi içerisindedir. İnanın bu yazımda, bu durumu yaşayan herkesin kendine göre
alması gerektiği birçok yardımcı unsurlar olacak. Problemli
bir evliliğim var, aynı zamanda çocuklarım var ne yapmalıyım? Boşanmak
istiyorum çocuk, engel mi? Boşanmaya ne zaman karar verilmelidir? gibi
sorularla kendinizi yiyip bitiriyorsanız derin bir nefes alın, arkanıza
yaslanın ve yazımı okumaya başlayın.
BOŞANMAK
İÇİN Mİ EVLENİYORUZ?
Evlenelim
olmazsa boşanırız, Yürümezse boşanırız
gibi bakış açıları olanlar vardır muhtemel. Fakat gerçek
şu ki hiç kimse evlenirken tamamen boşanma üzerine evliliğini
kurmaz, hatta buna ihtimal vermez. Tüm
evli çiftler sonsuza dek mutlu bir evlilik sürdüreceğini düşünür. Evliliğin
belli bir döneminden sonra bozulan ilişkilerin düzeleceği beklentisiyle sürüp
gider. Bazı çiftler çocuğun en çok ihtiyaç duyduğu şeyin uyumlu bir aile olduğunu unutur.
Karşılıklı etkileşen, evlilik ve aileyi
ilgilendiren konularda fikir birliği yapabilen ve sorunlarını olumlu bir
şekilde çözebilen çiftlerin evliliği uyumlu
bir evlilik olarak tanımlanır. Dolayısıyla; mutluluk,
doyum ve beklentilerin gerçekleşmesi, evlilikte karşılıklı uyum ile mümkündür.
Evli çiftlerin problemler yaşaması vasıtasıyla da çevre faktörünün yeri büyük
bi önem arz eder. Sanki boşanınca her şeyin daha güzel ve sakin olacağını
vurgulayan toplum “Boşan da kurtul” “kafan rahatlasın” biraz gibi telkin edici (!)
cümleler kurarak aileyi, çifti ve kişiyi derinden etkilemeye çalışan bir
unsurdur.
Bu durumda karı-kocanın
birbirinin rakibi, düşmanı değil, aksine birbirinin eksik ve gediklerini
kapatan, bir bütünün iki eşit parçasından ibaret olduğunu görmelisiniz. Evliliğin
varlıkta ve yoklukta, hastalıkta ve sıhhatte, sevinçte ve kederde eşlerin bir
bütün olmasını gerektirdiğini hayattan misallerle görecek ve benzer hadiselerin
başınızdan geçmiş olma/geçme ihtimaline binaen tedbirinizi alacaksınız. İşte bu
tedbirleri hayatınıza geçirdiğiniz zaman boşanmak için evlenmediğinizi anlamış
olacaksınız.
Evliliğinde Sorun Yaşayanlar?
Ailelerin, çevrenin de baskısı
ile genellikle “çocuğum
olsa eşim benimle daha çok ilgilenir” gibi
düşüncelerle çocuğun evliliği kurtarabilecek bir çözüm olacağını söylerler. “Fakat
gerçek şudur ki; çocuk sahibi olmak sağlıklı ilişkilerde anne babanın
birbirlerine olan bağlılığını artırır fakat sağlıksız, iyi gitmeyen bir
evlilikte çocuk sahibi olmak, çocuğun getireceği sorumluluklarla birlikte
aileyi daha zor bir sürece sokacaktır. Çocuk büyük sorumluluk gerektirir ve
buna hazır olmayan ailelerin bu sorumlulukları üstlenmesi, tek ilginin çocuk
üzerinde toplanması eşlerin birbirleriyle olan etkileşimini azaltacaktır, eşler
arasında iletişim kopukluğu yaşanabilir” özellikle yeni evlenen çiftler;
Birbirinizin aynı ev içerisinde
davranışını, tutumlarını, zayıf ve güçlü yönlerini, üslubunu, problem çözme becerinizi ve dikkat ettiğiniz
ne varsa o yönde birbirinizi tam olarak tanıdıktan sonra aynı zamanda aile
planlaması çerçevesinde çocuk planı yapmalısınız. Aslında saydığım faktörler
evlilik öncesi karşınızdaki kişiyi tanımanız adına dikkat ettiğiniz unsurlar,
fakat evliliğin ilk bir senesi özellikle ‘aynı evi paylaşma’ etkeni de için
içerisine girince değişebiliyor. Bu yüzden diyorum evlilikler ikinci senesinden
başlayabilse keşke diye J Yani demem o ki
evliliği kötü gidenler adına; tanımak, anlamak, dinlemek, iletişim boyutu
önemli unsurlardır. Dikkat edelim! Evlenmek
kadar evliliği yürütebilmek de önemlidir”
BOŞANMANIN,
ÇOCUĞUM ÜZERİNDE ETKİSİ NELER OLABİLİR?
Boşanma süreci ile
birlikte eviniz bir uzlaşma, duygusal doyum elde etme, rahatlama ve huzur bulma
mekânı olmaktan çıkıp bir çatışma
mekânına dönüşür. Eşinizle aranızda ki çekişme, kavga, aile mahremiyetinizi
genellikle ihlâl eder, başkalarını aile içi sorunlara müdahale ettirir. Evdeki
tartışmalar, çevre tarafından kınanır, çiftler dışlanır, kimi zaman doğrudan
tepkilere hedef olur. Bu da onların çevreyle ilişkilerini bozar, iş ilişkileri
ve diğer ilişkilerine yansır, çok yönlü ruhsal sorunun önünü açar.
Siz anne babaların, boşanma sonrasındaki
tutumları çocuğun boşanmadan etkilenme düzeyini belirleyici önemli bir
faktördür. Eşlerin boşanmayı nasıl karşıladıkları, kendi aralarındaki ve
çocuklarıyla olan ilişkilerini nasıl sürdürdükleri önemlidir. Peki bu süreç içinde çocuğumun davranışında
bir bozukluk olur mu? Psikolojik durumu nasıl etkilenir? Çocuğum bizi affeder
mi? Diye düşünmektesiniz.
·
Öncelikle
boşanmalar toplum tarafından çocuğunuza da “boşanmış aile çocuğu” damgasını
vuran, bir kitle meydana getirmiştir.
·
Bu
süreç, aynı çocukların sizin aranızdaki mahreminizi öğrenmelerine, size duydukları saygıyı
yitirmelerine, çevrenin onlara “sorunlu aile çocuğu” gözüyle bakması durumunda
ise çevreyle ilişkilerinin bozulmasına ve bundan ailelerini sorumlu tutmalarına
yol açar.
·
Bu
hâl, çocuklarınızda aileye ve evlenmeye karşı soğukluk, toplumdan nefret etme
gibi sonuçların yanında, okulda başarısızlık sorununa neden olabilir.
Boşanmış ailelerin çocukları ile diğer
ailelerin çocukları karşılaştırıldığında, boşanmış ailelerin çocuklarının diğer
çocuklara göre;
·
Daha
çok ruhsal hastalıklarla karşılaştıkları,
·
Sürekli
kaygı seviyelerinin daha yüksek olduğu,
·
Depresyon,
·
Sosyal
içe dönüklük,
·
Somatik
yakınmalar,
·
Saldırgan
davranışlar,
·
Sosyal
sorunlar,
·
Dikkat
sorunları,
·
Etkinliklere
katılım,
·
Sosyal
işlevsellik,
·
Okul
işlevselliği ve öz saygı sorunları ile daha çok karşılaştıkları tespit
edilmiştir.
·
Ve
bu çocuklar kimi zaman suça yönelme eğilimi de göstermektedir.
BOŞANMAYA NE
ZAMAN KARAR VERİLMELİDİR?
Bazen eşler için boşanma sağlıklı bir çözüm olarak
görülebilirken bazen de sağlıksız sonuçlar doğurabilir. Bazen boşanma doğru
karar iken bazen de boşanmama doğru karardır. Bu sebeple boşanma sürecinin
tekrar tekrar gözden geçirilmesi gerekir. Her evliliğin kendine göre süreci
farklıdır, sizin kendi ailenizi başka aileler ile karşılaştırmamanız gerekir.
Özellikle boşanma sürecinin sağlıklı olabilmesi için;
Tartışma sırasında boşanma kararı almama,
Duygu ve mantık birlikteliğinin sağlanması,
Çocuğun gelişim özelliklerini bilmek,
Eğer çocuk bilinçli bir evrede ise örneğin;
(18 yaşında) fikirlerinin alınması,
Psikolojik rahatsızlık dönemlerinizde karar
almayın,
Karar
süreci için 6-12 ay bir süre tanınması, birbirinize zaman tanımanız önemli
Eşlerin
bir süre ayrı yaşamayı denemesi,
Danışmanlık
hizmeti alınması
Ve son kararın tekrar kişiler tarafından
alınması gerekmektedir. Bunlara rağmen sağlıklı bir ilişki yürümüyorsa eğer
alanında Uzman kişiler tarafından destek alarak süreci kontrol altında çocuğu
ve kendinizi yıpratmayacak şekilde evliliği yapılandırmaya ve ya sonlandırmaya
adım atılmalıdır.
SON YOKTUR, SONUÇ VARDIR!
Sorunlu, kötü giden bir
evlilikten bahsettik ve süreç esnasında çocuğu olan ebeveynlerin nelere dikkat
etmesi gerektiğini, çocuğun sosyal uyumu ve davranışı üzerinde boşanmanın ne
gibi etkileri olabileceğini belirttik. Asıl sorumuza gelecek olursak; Sorunlu bir evliliğin sürdürülmesi mi yoksa boşanma mı çocukta daha
olumsuz bir etki yapar sorusunun cevabını vermek güç. Yaptığımız anket
sonucunda katılımcıların çoğu evliliği bitirmekten yana olsa da özellikle evli olan kısmın fikirlerinin böyle
olduğu ama eyleme geçiremediklerini söylemişlerdir. Bazı evliliklerin
sonlanması çocuğun rahatlamasını sağlarken, bir arada olup çatışan ailelerin
çocuklarının, anne babası boşanmış çocuklardan daha fazla zorluk yaşadıklarını
göstermiştir. “Fakat aile içi tartışma ortamında, bir
türlü çözüme ulaşılmayan, mutsuz bir evlilikte çocuk için evliliği sürdürmek ne
kadar sağlıklı olabilir? diye düşünebilirsiniz.
Boşanma,
çocuklar için her zaman olumsuz etki bırakmamaktadır çünkü burada her ailenin
yaşadığı problem, durum ve olay birbirinden farklıdır. Aynı zamanda her ailenin
dinamiği de bambaşkadır. Bu durumda sizin için önemli olan nokta boşanma
sürecini iyi yönetebilmek, çocuktan taraf tutmasını istememek, çocuğu anne ve
babası olarak karşılıklı birbiriniz hakkında kötü fikirler ile doldurmamak ve
ya çocuğu boşanma sebebi gibi göstermemektir. Bu
sebeple, her çözüm yolu denenmiş fakat bir çözüme varılamamış evlilikte sırf
çocuk için mutsuz halde devam etmek de çözüm değildir,
çocuğun
bu durumu anlar, kabullenir ve gelişimine göre kaldırabilir hale geldiğinde bu
durumu gerçekleştirebilirsiniz. Çocuğum bu durumu kaldırabilir mi? Gelişim
dönemlerine göre nasıl davranmalıyız? Boşanmaya çocuk için ne zaman karar
vermeliyiz? gibi merak ettiğiniz sorular
detaylı bir şekilde; BOŞANMANIN
ÇOCUK ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ yazımda mevcuttur. Çocuk için tehdit algısı tabi ki yaş büyüdükçe azalmaktadır. Okul öncesi
yaş döneminde olan bir çocuk ile üniversiteyi bitirmiş bir çocuğun
ebeveynlerinin ayrılması durumundaki etki de birbirinden farklıdır. Siz de
kendi aile içerisindeki dinamiklerinizi gözden geçirerek, problemlerin bir
noktasına takılı kalıp ani kararlar vermek yerine, resmin büyük tarafına
bakmayı deneyin. Bu alanda ani kararlar vermemek adına, destek olabilecek
uzmanlar ile iletişime geçin. Sağlıklı günlere..
Seda ÖZDEMİR
AİLE DANIŞMANI